KAPILDIM GİDİYORUM BAHTIMIN RÜZGÂRINA
Çocuğum ben oyun oynamaktır işim,Sormayın oyuncağın nedir diye?Ne bulursam odur derim. Bu dünyadaki her şey benim.Bir kumaş bulurum kırmızıİşte pelerinim!Uçarım Süpermendir adım. İster küçük prenses olurUzatırım saçlarımı kuleden aşağıyaBeklerim prensimi gelip alsın diye beni. İster Don Kişot ister Malkoçoğlu olurumBir sopa bulduğumda. Neresindeysem dünyanın, Vuruşurum kılıcımla. Bir yastık ise kucağımdaki odur bebeğim,Masa altlarına kuruludur evim.Çamurdan yemek yaparım,Gazoz kapaklarından tabak,Sunarım hayalimdeki misafirlereKimse bilmez düşümdeNeredeyim gezerim kimlerle.
- "Günaydın! Erkencisin yine?"
- "Otobüsün sesini duydum. Gitti mi yoksa?"
- "Dur koşma… Gitmedi daha burda!"
-
Ne yapıyor o orada?
-
Şu muavin yok mu? Ona el sallamak için kalkıyor
bu saatte.
-
Hay Allah! Yatsana be çocuk. Çok ararsın bu
zamanları.
-
Hiç sorma, bayramdan beri böyle, sabah akşam
camda…
Doğruydu, bayramdan beri böyleydim. “Şehirden gelirken senin
için almış” demişti ya abim mavi balonu, fakat o sabah uyandığımda
patlamıştı ya mavi balonum… Ne ağlamıştım bütün gün için için susturamamışlardı
hiçbir şey kâr etmemişti… Ne şekerler ne çikolatalar… Bayram zehir olmuştu
bana.
Sonra dediler ki “Şehre inen tek otobüsümüz eski bir Magirus
artık evimizin önüne park edecek… İşte o zaman sustum. Nasıl sevindim, dindi
bütün kederim. O gün bugündür sabahları çıkmadan sefere gözlerim camda, el
sallarım ona o da bana. Akşama kadar sabırla yine yolunu beklerim…
Beş yaşındayım, ev halkının yapacak bir sürü işi var.
Her gün kimi işinde, kimi okulda, kimi evde… Ama benimle oyun oynayacak kimse
yok. Sabahtan akşama kadar radyo açık yalnızca… Oyuncak mı? Ne bulursak
artık ne rast gelirse o günün kısmetine…
Evimizde biri camın önünde diğeri duvar dibinde olmak üzere
iki divan vardı. Ben duvar dibindekini severdim. Ucuna oturdum mu bir kez artık
kendimi otobüs şoförü olarak hayal ederdim. Evdeki erkek terliklerinden üç
tanesini ters çevirip fren, gaz ve debriyaj pedalı yapmıştım. Bulduğum küçük
bakır tepsi ise, otobüsün kocaman direksiyonuydu. Bütün gün hayal arkadaşım
(muavin) ile gezer dururdum dünyayı. İnsanları kurtarırdım kötülerden.
Toprak altında yaşardım köstebekler gibi. Kimse bulamazdı beni. Saklanırdım,
bilemezdi kimse yerimi… Bana ihtiyaç olmazsa hiç dışarı çıkmazdım. Çünkü ben
gizli bir kahramandım…
Bugün annem izinli. Bana gelip ses yapmamamı söyledi. Çünkü
arka odada sesini alacakmış teybe… Bu hafta sonu abimin doğum günü, ona
sürpriz yapacakmış…
Annemin bu hicaz makamımdaki şarkıyı söyleyişini dinliyorum,
nefesimi tutarak. Aşktan yanmış, ayrılığı tatmış kalbimle, içimden usulcacık
mırıldanarak…
Akşam oluyor, kasabamızın tek otobüsü dönüyor. Park ediyor
kapımızın önüne. Benim için korna çalıyor. Koşuyorum pencereye…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder